Derman

ile Japon Gülü

Yaşanılan kötü durumların çözümü, olumsuzlukları ortadan kaldıran iyilik, hastalıkların çaresi. Ama benim esas odaklandığım anlamı bir şeyi yapabilme gücü.

İnsan bazen hayatında güçsüz hisseder kendini. Kimi zaman o anlardan çok daha güçlü biri olarak çıkar kimi zaman da giderek daha da güçsüzleşir. Kendini güçlü zannettiği anlar da olur tabi. Sorunlarından kaçtığında, hiçbir şey yokmuş gibi davrandığında, gülüp eğlenmeye devam ettiğinde güçlü bir şekilde ilerlediğini zanneder. Avutmak ister çünkü kendini. İyi olduğuna, zorluklar karşısında dimdik durabildiğine, yıkılmayacak kadar kudretli olduğuna inanmak ister. Ama kandırır aslında kendini, en büyük yalanı kendine söyleyerek en büyük yarayı kendisinde açar fark etmeden. O yarayı fark etmez bile ta ki bir gün o yara kanamaya başlayıp canını acıtana kadar.

O an daha büyük bir yıkılış yaşar insan, güçsüzlüğüyle ilk anda yüzleşse alacağı hasardan kat ve kat fazlasını alır. Dönüp baktığında yaşadığı mutlulukların ne kadar sahte olduğunu görür. Onu güçsüz hissettiren anısıyla hiç yüzleşmeden devam ettiği için, sırtında nasıl bir yük taşıdığını görür ve o anki yıkılışı çok daha büyük olur. Çünkü kendini güçlü olduğuna öylesine inandırmıştır ki gerçekten güçlü olabilmek için ne yapması gerektiğini hiç düşünmemiştir. Tam o anda bir dermana ihtiyaç duyar işte insan. Yüzleşemediği, kendini güçsüz hissettiren o anısıyla yüzleşme ve o anısını aşıp devam edebilme gücüne ihtiyaç duyar. Çoğu zaman insanlar bu dermanı bir başkasında ararlar. Ne büyük bir hatadır bu. Yine kendilerine güçlü olma şansı vermeden, bir başkasından gelecek güce muhtaç hale getirirler kendilerini. Tüm dertlerini bir başkası çözsün, yaralarını sarsın, kötü anılarını silsin, çaresizliklerine derman olsun isterler. Onunla güçlü olmayı başarmak varken onun sayesinde, ona bağımlı olarak güçlü olmayı seçerler. Daha kolay gelir çünkü kendi sorumluluğunu bir başkasına yıkmak, yükü bir başkasının omuzlarına bindirmek her zaman daha kolay gelir. İşler kötüye gittiğinde suçu kendinde aramamak, vicdanını rahatlatabilmek için bir başkasını suçlamak daha kolaydır çünkü.

Bu da yine insanın kendini avutmasının bir başka yoludur aslında. Ben güçlenmiştim, o her şeyi mahvetti diyebilmesinin en kolay yoludur. Neden bunu der peki? Kendini daha iyi hissedebilmek için mi? Hayır. Yine kendisiyle yüzleşmekten korktuğu için. Neden kendisiyle yüzleşmekten korkar peki böyle bir durumda insan? Yüzleştiğinde yine kendini güçsüz hissettiren anısına bir çözüm bulamadığını fark edeceği için.

Peki ya kendinize derman olarak gördüğünüz insan sayesinde güçlenmek yerine onunla güçlenmeyi seçerseniz ne olur? Buna kesin bir cevap veremem. Sanırım herkesin hayatına etkisi farklı olur. Ama büyük ihtimalle o insanı yine sadece, kendinizi güçlü hissedebilmenin bir yolunu bulmak için hayatınıza almanızdan dolayı her şey sarpa sarar.

Ama ya karşınıza çıkan insanın varlığı size içinizdeki gücü keşfetmeniz için bir olanak sağlıyorsa? Onun varlığıyla kaybettiğiniz gücü hatırlayıp tekrar hissetmeye başlıyorsanız? Onun varlığıyla birlikte yüzleşmekten korktuğunuz, sizi güçsüz hissettiren anınızla yüzleşme cesareti buluyorsanız? İşte o zaman ne bir insanı yaralarınızı sarmak için kullanmış olursunuz ne de güçlü olabilmek için bir insana muhtaç olursunuz. Bir insanın hiç fark etmeden yaktığı o ışıkla içinizdeki güçsüz tarafınızın olduğu karanlıkta sakladığınız, gün yüzüne çıkartmak istemediğiniz kısmınızla yüzleşebilme dermanını bulursunuz. Kendinizle yüzleştikten sonra başlar asıl çözüm aşaması. Kendinizle yüzleşip atmanız gereken adımları attıkça, sorunlarınızı aştığınızı fark edersiniz. Sorunlarınızı aştıkça giderek daha da güçlenirsiniz. Belki yıkılmadan önceki halinizden daha da güçlü hale gelirsiniz. Siz güçlendikçe karşınızdaki insanın, hiç fark etmeden o ışığı nasıl yaktığını düşünürsünüz. Düşündükçe karşınızdaki insana daha da büyülenirsiniz. Sonra belki fark edersiniz ki o da sizinle aynı sorunları yaşayıp yıkılmış. Çok istersiniz. Çok istersiniz sizde onun için bir ışık yakabilmeyi başarın, o da sizin yaktığınız ışıkla fark etsin içindeki gücü. Eğer o da size, sizin ona baktığınız gibi bakıyorsa emin olun fark eder yaktığınız ışığı. İşte o zaman insan dermanını da bulur birisine derman olmayı da başarır. Kimseyi kullanmadan, kimseyi yormadan, kimseyi haksız yere suçlamadan, kimseyi kötü hissettirmeden. Güçlü olabilmenin, dermanına ulaşabilmenin bir yolunu bulmuş olur. O noktadan sonra kimseye muhtaç olmadan kendi gücünü kazanabilen insan, zorunluluktan değil içinden gelerek karşısındaki insanla birlikte güçlenmeyi seçebilir.

Derman olarak gördüğünüz insanlar sayesinde ya da onlarla beraber güçlenmek yerine, kendi gücünüzü kendiniz keşfedebilmeniz eğer şanslıysanız bu keşif esnasında önünüzü aydınlatacak ışığı yakacak birisini bulmanız umuduyla…

Şunlar da hoşunuza gidebilir